Yaren
New member
Merkantilizm Nedir?
Merkantilizm, 16. yüzyılın sonlarından 18. yüzyılın sonlarına kadar Avrupa'da etkili olan bir ekonomik teoridir. Bu ekonomi anlayışının temelinde, bir ülkenin ekonomik gücünün, sahip olduğu altın ve gümüş gibi değerli metallerin miktarıyla doğru orantılı olduğu görüşü bulunmaktadır. Merkantilistler, bir ülkenin dış ticaretinde fazla vermesi gerektiğine inanıyordu. Bu, o ülkenin ulusal servetinin artmasına yol açacak ve dolayısıyla ekonomik olarak güçlü olmasını sağlayacaktı. Merkantilizmin temel unsurlarından biri, devletin ekonomiye müdahale etmesi ve dış ticareti düzenleyerek yerli üretimi teşvik etmesiydi.
Merkantilizmi İlk Kim Kullanmıştır?
Merkantilizmin teorik temelleri 16. yüzyılda atılmaya başlansa da, bu ekonomik yaklaşımın ilk örneklerini özellikle Avrupa’daki bazı önde gelen devletler uygulamaya koymuştur. Merkantilizmi ilk sistematik olarak uygulayan devlet, İngiltere olmuştur. Ancak, bu ekonomik düşünce yalnızca İngiltere ile sınırlı kalmamış, Fransa ve Hollanda gibi diğer Avrupa ülkeleri de zamanla benzer politikalar geliştirmiştir.
Merkantilizmin ilk sistematik örnekleri, İngiltere'deki İktisatçı ve devlet adamı Sir Thomas Mun’a dayandırılabilir. Mun, 1601 yılında "England's Treasure by Forraign Trade" (Yabancı Ticaretten İngiltere'nin Hazineye Katkısı) adlı eserinde, ülkenin dış ticaretinde fazla vermesi gerektiğini savunmuş ve bunun için devletin aktif bir şekilde dış ticaret politikalarını denetlemesi gerektiğini belirtmiştir. Mun’un teorisi, İngiltere'nin dış ticaretini düzenleyerek altın ve gümüş gibi değerli metallerin ülkeye girmesini sağlamak amacını güdüyordu.
Merkantilizmin Temel İlkeleri
Merkantilizmin temel ilkeleri, onun devlet müdahalesine dayalı ekonomik yapısını ortaya koymaktadır. Bu ilkelere kısaca değinmek gerekirse:
1. **Altın ve Gümüş Birikimi**: Merkantilistler, ulusal zenginliği yalnızca altın ve gümüş birikimi ile ölçerlerdi. Bu nedenle, ülke dış ticaretinden fazla elde etmeli ve bu fazla ile değerli metaller edinmeliydi.
2. **Dış Ticaret Fazlası**: Bir ülkenin zenginliği, yaptığı dış ticaretin fazla vermesiyle artırılabilirdi. Dışarıya daha fazla mal satılmalı, ithalat ise sınırlandırılmalıydı.
3. **Devlet Müdahalesi**: Merkantilizmde devletin ekonomiye müdahale etmesi esastı. Devlet, ticaretin düzenlenmesi, sanayinin teşvik edilmesi, yerli üretimin arttırılması gibi alanlarda aktif bir rol oynamalıydı.
4. **Kolonileşme**: Koloniler, metalar ve hammaddeler açısından zengin olup, ana ülkelerin ekonomik çıkarlarını desteklemek amacıyla kullanılıyordu. Merkantilizm, Avrupa devletlerinin denizaşırı topraklar edinmesini teşvik etti.
Merkantilizmin Tarihi Gelişimi
Merkantilizm, ilk olarak İspanya ve Portekiz gibi denizci imparatorluklarında uygulanmaya başlandı. Bu ülkeler, yeni dünya keşifleri ve denizaşırı topraklarla zenginlik elde etmeyi amaçlıyorlardı. İspanya, özellikle Amerika'dan elde ettiği gümüş ve altınla büyük bir servet kazanmıştı. Ancak, 16. yüzyıldan itibaren özellikle İngiltere ve Fransa bu ekonomik politikaları daha sistematik bir şekilde uygulamaya başladılar.
İngiltere'de, Sir Thomas Mun’un önerdiği ekonomik politikalar, daha sonra ülkede yayılarak diğer ekonomistler tarafından benimsenmiştir. Fransa'da ise Jean-Baptiste Colbert, 17. yüzyılın ortalarında, devletin ekonomiye müdahalesini teşvik eden reformlar yapmış ve Fransa’nın ekonomik gücünü artırmak amacıyla merkantilist politikaları aktif şekilde uygulamıştır.
Merkantilizmin Ekonomik Etkileri
Merkantilizm, ekonomik açıdan birçok yeniliği beraberinde getirmiştir. Bununla birlikte, uzun vadede ekonomik dengeyi sağlama konusunda bazı zorluklar da yaratmıştır.
1. **İhracatın Artışı**: Merkantilizm, ülkelerin ihracatını artırmaya yönelik teşvikler sundu. Bu sayede, ülkeler uluslararası ticarette önemli bir oyuncu haline geldiler.
2. **Yerli Sanayinin Desteklenmesi**: Merkantilizm, yerli sanayinin ve üretimin gelişmesini teşvik etti. Bu, sanayi devrimlerinin önünü açtı.
3. **Kolonializm**: Merkantilizm, kolonileşmenin artmasına ve sömürgecilik faaliyetlerinin yayılmasına neden oldu. Avrupa'nın, Amerika, Afrika ve Asya'daki sömürge toprakları üzerindeki etkisi arttı.
Ancak merkantilizmin bazı olumsuz etkileri de oldu. Özellikle dış ticaretin dengede tutulması amacıyla yapılan yüksek gümrük vergileri, ekonomik büyümeyi yavaşlatmış ve bazı ülkelerde iç pazarın daralmasına yol açmıştır.
Merkantilizm ve Serbest Ticaret Arasındaki Farklar
Merkantilizm ile serbest ticaret arasında belirgin farklar bulunmaktadır. Merkantilizmin temelinde, devletin ekonomik faaliyetlere müdahale etmesi ve dış ticaretin denetlenmesi yer alırken, serbest ticaret teorisi, devlet müdahalesinin asgariye indirilmesini savunur. Serbest ticaret savunucuları, piyasa güçlerinin kendiliğinden bir dengeye ulaşacağını ve devlet müdahalesinin bu dengeyi bozduğunu iddia ederler.
Serbest ticaret teorisinin savunucusu olan Adam Smith, "Ulusların Zenginliği" adlı eserinde, serbest ticaretin daha verimli ve ekonomik anlamda daha sürdürülebilir olduğunu belirtmiştir. Merkantilizm ise, özellikle dış ticaretin devlet müdahalesiyle yönlendirilmesi gerektiğini savunur.
Sonuç
Merkantilizm, Avrupa’daki birçok devletin ekonomik politikalarını şekillendiren önemli bir teoridir. İlk sistematik örneklerini İngiltere’de Sir Thomas Mun ile görmeye başlasak da, Fransa, Hollanda gibi diğer ülkelerde de etkili olmuştur. Merkantilizmin temelinde, bir ülkenin zenginliğinin dış ticaret fazlası ve değerli metal birikimi ile arttığı düşüncesi yer almaktadır. Devletin ekonomi üzerindeki etkisi, merkantilizmin en belirgin özelliğidir.
Ancak, merkantilizm zamanla eleştirilmeye başlanmış ve serbest ticaret anlayışına doğru bir geçiş süreci başlamıştır. Bununla birlikte, merkantilizm, tarihsel olarak ekonomik düşünce ve devlet politikalarını şekillendiren önemli bir aşama olarak kabul edilmektedir.
Merkantilizm, 16. yüzyılın sonlarından 18. yüzyılın sonlarına kadar Avrupa'da etkili olan bir ekonomik teoridir. Bu ekonomi anlayışının temelinde, bir ülkenin ekonomik gücünün, sahip olduğu altın ve gümüş gibi değerli metallerin miktarıyla doğru orantılı olduğu görüşü bulunmaktadır. Merkantilistler, bir ülkenin dış ticaretinde fazla vermesi gerektiğine inanıyordu. Bu, o ülkenin ulusal servetinin artmasına yol açacak ve dolayısıyla ekonomik olarak güçlü olmasını sağlayacaktı. Merkantilizmin temel unsurlarından biri, devletin ekonomiye müdahale etmesi ve dış ticareti düzenleyerek yerli üretimi teşvik etmesiydi.
Merkantilizmi İlk Kim Kullanmıştır?
Merkantilizmin teorik temelleri 16. yüzyılda atılmaya başlansa da, bu ekonomik yaklaşımın ilk örneklerini özellikle Avrupa’daki bazı önde gelen devletler uygulamaya koymuştur. Merkantilizmi ilk sistematik olarak uygulayan devlet, İngiltere olmuştur. Ancak, bu ekonomik düşünce yalnızca İngiltere ile sınırlı kalmamış, Fransa ve Hollanda gibi diğer Avrupa ülkeleri de zamanla benzer politikalar geliştirmiştir.
Merkantilizmin ilk sistematik örnekleri, İngiltere'deki İktisatçı ve devlet adamı Sir Thomas Mun’a dayandırılabilir. Mun, 1601 yılında "England's Treasure by Forraign Trade" (Yabancı Ticaretten İngiltere'nin Hazineye Katkısı) adlı eserinde, ülkenin dış ticaretinde fazla vermesi gerektiğini savunmuş ve bunun için devletin aktif bir şekilde dış ticaret politikalarını denetlemesi gerektiğini belirtmiştir. Mun’un teorisi, İngiltere'nin dış ticaretini düzenleyerek altın ve gümüş gibi değerli metallerin ülkeye girmesini sağlamak amacını güdüyordu.
Merkantilizmin Temel İlkeleri
Merkantilizmin temel ilkeleri, onun devlet müdahalesine dayalı ekonomik yapısını ortaya koymaktadır. Bu ilkelere kısaca değinmek gerekirse:
1. **Altın ve Gümüş Birikimi**: Merkantilistler, ulusal zenginliği yalnızca altın ve gümüş birikimi ile ölçerlerdi. Bu nedenle, ülke dış ticaretinden fazla elde etmeli ve bu fazla ile değerli metaller edinmeliydi.
2. **Dış Ticaret Fazlası**: Bir ülkenin zenginliği, yaptığı dış ticaretin fazla vermesiyle artırılabilirdi. Dışarıya daha fazla mal satılmalı, ithalat ise sınırlandırılmalıydı.
3. **Devlet Müdahalesi**: Merkantilizmde devletin ekonomiye müdahale etmesi esastı. Devlet, ticaretin düzenlenmesi, sanayinin teşvik edilmesi, yerli üretimin arttırılması gibi alanlarda aktif bir rol oynamalıydı.
4. **Kolonileşme**: Koloniler, metalar ve hammaddeler açısından zengin olup, ana ülkelerin ekonomik çıkarlarını desteklemek amacıyla kullanılıyordu. Merkantilizm, Avrupa devletlerinin denizaşırı topraklar edinmesini teşvik etti.
Merkantilizmin Tarihi Gelişimi
Merkantilizm, ilk olarak İspanya ve Portekiz gibi denizci imparatorluklarında uygulanmaya başlandı. Bu ülkeler, yeni dünya keşifleri ve denizaşırı topraklarla zenginlik elde etmeyi amaçlıyorlardı. İspanya, özellikle Amerika'dan elde ettiği gümüş ve altınla büyük bir servet kazanmıştı. Ancak, 16. yüzyıldan itibaren özellikle İngiltere ve Fransa bu ekonomik politikaları daha sistematik bir şekilde uygulamaya başladılar.
İngiltere'de, Sir Thomas Mun’un önerdiği ekonomik politikalar, daha sonra ülkede yayılarak diğer ekonomistler tarafından benimsenmiştir. Fransa'da ise Jean-Baptiste Colbert, 17. yüzyılın ortalarında, devletin ekonomiye müdahalesini teşvik eden reformlar yapmış ve Fransa’nın ekonomik gücünü artırmak amacıyla merkantilist politikaları aktif şekilde uygulamıştır.
Merkantilizmin Ekonomik Etkileri
Merkantilizm, ekonomik açıdan birçok yeniliği beraberinde getirmiştir. Bununla birlikte, uzun vadede ekonomik dengeyi sağlama konusunda bazı zorluklar da yaratmıştır.
1. **İhracatın Artışı**: Merkantilizm, ülkelerin ihracatını artırmaya yönelik teşvikler sundu. Bu sayede, ülkeler uluslararası ticarette önemli bir oyuncu haline geldiler.
2. **Yerli Sanayinin Desteklenmesi**: Merkantilizm, yerli sanayinin ve üretimin gelişmesini teşvik etti. Bu, sanayi devrimlerinin önünü açtı.
3. **Kolonializm**: Merkantilizm, kolonileşmenin artmasına ve sömürgecilik faaliyetlerinin yayılmasına neden oldu. Avrupa'nın, Amerika, Afrika ve Asya'daki sömürge toprakları üzerindeki etkisi arttı.
Ancak merkantilizmin bazı olumsuz etkileri de oldu. Özellikle dış ticaretin dengede tutulması amacıyla yapılan yüksek gümrük vergileri, ekonomik büyümeyi yavaşlatmış ve bazı ülkelerde iç pazarın daralmasına yol açmıştır.
Merkantilizm ve Serbest Ticaret Arasındaki Farklar
Merkantilizm ile serbest ticaret arasında belirgin farklar bulunmaktadır. Merkantilizmin temelinde, devletin ekonomik faaliyetlere müdahale etmesi ve dış ticaretin denetlenmesi yer alırken, serbest ticaret teorisi, devlet müdahalesinin asgariye indirilmesini savunur. Serbest ticaret savunucuları, piyasa güçlerinin kendiliğinden bir dengeye ulaşacağını ve devlet müdahalesinin bu dengeyi bozduğunu iddia ederler.
Serbest ticaret teorisinin savunucusu olan Adam Smith, "Ulusların Zenginliği" adlı eserinde, serbest ticaretin daha verimli ve ekonomik anlamda daha sürdürülebilir olduğunu belirtmiştir. Merkantilizm ise, özellikle dış ticaretin devlet müdahalesiyle yönlendirilmesi gerektiğini savunur.
Sonuç
Merkantilizm, Avrupa’daki birçok devletin ekonomik politikalarını şekillendiren önemli bir teoridir. İlk sistematik örneklerini İngiltere’de Sir Thomas Mun ile görmeye başlasak da, Fransa, Hollanda gibi diğer ülkelerde de etkili olmuştur. Merkantilizmin temelinde, bir ülkenin zenginliğinin dış ticaret fazlası ve değerli metal birikimi ile arttığı düşüncesi yer almaktadır. Devletin ekonomi üzerindeki etkisi, merkantilizmin en belirgin özelliğidir.
Ancak, merkantilizm zamanla eleştirilmeye başlanmış ve serbest ticaret anlayışına doğru bir geçiş süreci başlamıştır. Bununla birlikte, merkantilizm, tarihsel olarak ekonomik düşünce ve devlet politikalarını şekillendiren önemli bir aşama olarak kabul edilmektedir.