Okulda kınama cezası neden verilir ?

Bengu

New member
Okulda Kınama Cezası: Eğitimin ve Disiplinin Etkili Bir Aracı Mı?

Hepimizin okul yıllarına dair bazı anıları vardır; bazıları eğlenceli, bazıları ise daha zorlayıcıdır. Kınama cezası, okul hayatımızın bir parçası olmasa da, çoğumuzun duyduğu ve hakkında fikir sahibi olduğu bir uygulamadır. Kınama cezasının okullarda nasıl bir işlevi olduğu, gerçekten etkili bir disiplin aracı olup olmadığı üzerine düşünmek, pek çok farklı bakış açısını göz önünde bulundurmayı gerektiriyor. Bu yazıda, kınama cezasının okullarda neden verildiği, potansiyel faydaları ve zararları üzerine eleştirel bir analiz yapacağım.

Kendi okul deneyimlerimde, kınama cezası genellikle sınıfta yapılan bir yanlış davranışın ardından, öğretmenlerin öğrenciyi “utandırarak” dersine devam etmesini sağlamaya yönelik bir yöntem olarak kullanılırdı. Bu, bana her zaman garip gelmiştir; çünkü cezalandırılan kişinin utanç duygusu, çoğu zaman problemi çözmektense, daha fazla olumsuz duyguyu beraberinde getirirdi. Ancak, kınamanın daha geniş bir eğitim bağlamında nasıl işlediğine dair yapılan araştırmalara da göz atmak, konuya dair daha objektif bir bakış açısı geliştirmeme yardımcı oldu.

Kınama Ceza Sisteminin Tarihsel Bağlamı

Okullarda uygulanan disiplin yöntemlerinin tarihsel kökeni, genellikle eski zamanlarda toplumsal normları ve bireylerin belirli davranış kalıplarını sürdürmelerini sağlamaya yönelikti. Kınama cezası, özellikle Batı’daki okullarda, 20. yüzyılın başlarına kadar sıkça kullanılan bir yöntemdi. Bu tür cezalar, öğrencinin kötü davranışlarını, toplumsal değerler doğrultusunda “düzeltmek” amacı güderdi.

Bugün, kınama cezası hala bazı okullarda uygulanıyor. Ancak modern eğitim anlayışı, bireylerin kendilerini ifade etmeleri, özgüven geliştirmeleri ve toplumsal sorumluluk duygusunu kazanmaları gerektiğini vurgulamaktadır. Dolayısıyla, kınama gibi cezalar, çağdaş eğitim yaklaşımlarında tartışmalı bir yer tutmaktadır.

Kınama Cezasının Uygulama Amacı ve Etkileri

Kınama cezası, genellikle öğrencilerin yaptığı uygunsuz davranışları düzeltmeye yönelik bir yöntem olarak görülmektedir. Eğitmenler, öğrencilerinin saygılı, düzenli ve sorumlu bireyler olmalarını sağlamak için bu tür bir disiplin aracını kullanabilirler. Ancak, kınamanın pratikte nasıl işlediği çok daha karmaşık bir sorudur.

Kınama cezasının en belirgin etkisi, öğrencinin sosyal olarak dışlanma hissi yaratmasıdır. Bazı öğrenciler, sınıfta veya okulda herkesin gözleri önünde kınandıklarında, derin bir utanç ve mahcubiyet hissi yaşayabilirler. Bu durum, bazen öğrencilerin davranışlarını düzeltmek yerine, daha fazla huzursuzluk ve kaygıya yol açar. Bu noktada, psikolojik etkiler önemli bir rol oynar. Çeşitli araştırmalar, utanç duygusunun öğrencilerin özsaygılarını olumsuz etkileyebileceğini ve sosyal ilişkilerinde sorunlara yol açabileceğini göstermektedir (Tangney & Dearing, 2002).

Öte yandan, bazı uzmanlar kınamanın, öğrencilerin toplumsal normlara uyum sağlama yönünde etkili olabileceğini savunurlar. Eğitimci Alan Shapiro'nun çalışmalarında, sınıf içi düzenin korunmasında kınamanın rolü üzerine yapılan bazı gözlemler, bu tür cezaların bazen toplumsal düzenin sağlanmasına yardımcı olabileceğini belirtmiştir. Ancak, bu tür bir etkinin geçici ve dar bir çerçevede kaldığı söylenebilir.

Erkeklerin Perspektifi: Stratejik ve Çözüm Odaklı Yaklaşım

Erkekler, genellikle daha stratejik bir bakış açısıyla, kınamanın okuldaki disiplin yöntemlerine nasıl katkı sağlayabileceği üzerinde dururlar. Bu perspektiften bakıldığında, kınama cezası, öğretmenlerin veya okul yönetiminin hızlı ve pratik bir şekilde öğrenciye karşı bir yaptırım uygulamasının bir yolu olarak görülebilir.

Bazı erkekler, okuldaki disiplinin sadece bireysel davranışları değil, aynı zamanda sınıfın genel düzenini sağlamaya yönelik olduğunu savunurlar. Bu bağlamda, kınama cezası, toplumsal kurallara uyum sağlamak için bir tür "kısa vadeli" çözüm olabilir. Ancak, bu çözümün uzun vadede öğrencinin kişisel gelişimini ne kadar etkilediği sorgulanmalıdır. Kınama cezası, öğrencinin olumlu davranışlar geliştirmesine neden olmak yerine, korku ve olumsuz duygulara yol açabilir.

Kadınların Perspektifi: Empatik ve İlişkisel Yaklaşım

Kadınlar, genellikle kınamanın öğrencilerin duygusal gelişimi ve toplumsal ilişkileri üzerindeki etkilerine odaklanır. Kınama cezasının, öğrencinin özsaygısını zedeleyebileceği ve toplumsal ilişkilerinde derin izler bırakabileceği görüşü, empatik bir yaklaşımın sonucudur.

Kadınlar açısından, disiplin, sadece öğrencinin yaptığı yanlışları düzeltmekle kalmamalı, aynı zamanda onların duygusal olarak desteklenmesi ve olumlu davranışların teşvik edilmesi gerekmektedir. Bu bakış açısıyla, kınama cezası bir "ilişkiyi bozma" aracı olarak görülür ve öğrencinin öğretmeniyle olan ilişkisinde güven eksikliği yaratabilir. Psikolojik araştırmalar, öğretmen-öğrenci ilişkilerinin öğrencinin başarı ve duygusal refahı üzerinde büyük etkisi olduğunu göstermektedir (Pianta et al., 2002).

Kınama Cezasının Zayıf Yönleri ve Eleştiriler

Kınama cezası, çağdaş eğitimde giderek daha fazla eleştirilmektedir. Bugünün eğitim anlayışında, öğrencilerin duygusal zeka ve sosyal beceriler kazanmaları önemlidir. Kınama, öğrencilerin bu becerileri geliştirmelerine engel olabilir ve onları sadece cezalandırmakla kalabilir, aynı zamanda olumsuz duygusal izler bırakabilir.

Araştırmalar, duygusal cezaların, öğrencilerin stres seviyelerini artırabileceğini ve akademik performanslarını olumsuz yönde etkileyebileceğini göstermektedir (Parker & Gottman, 1989). Kınama cezası uygulamak yerine, daha yapıcı ve rehberlik odaklı yaklaşımlar benimsemek, öğrencilerin davranışlarını anlamalarına ve düzeltmelerine yardımcı olabilir. Öğrenciyi yalnızca cezalandırmak, onun kendini geliştirmesini sağlamaktan çok uzak olabilir.

Sonuç: Kınama Cezası ve Eğitimin Geleceği

Sonuç olarak, okulda kınama cezası verilmesinin, disiplinli bir ortam yaratmada kısa vadede işe yarayabileceği doğru olsa da, uzun vadeli psikolojik etkileri ve öğrenci-öğretmen ilişkisi üzerindeki olumsuz etkileri dikkate alındığında, bu yöntem oldukça tartışmalıdır. Eğitimde daha yapıcı, empatik ve destekleyici yöntemlerin benimsenmesi, öğrencilerin sadece davranışlarını düzeltmekle kalmayıp, aynı zamanda duygusal olarak da gelişmelerini sağlayabilir. Kınama cezasının yerine alternatif disiplin yöntemleri, öğrencilerin bireysel gelişimlerini engellemeden sınıf içinde düzenin sağlanmasına katkı sağlayabilir.

Sizce okulda uygulanan disiplin yöntemleri daha empatik ve rehberlik odaklı olmalı mı, yoksa mevcut yöntemler daha etkili mi? Kınama cezasının yerine ne tür alternatifler geliştirilebilir?