Urartular ölülerini nasıl gömerler ?

Yaren

New member
Urartular Ölülerini Nasıl Gömerdi? Taş Mezar, Tunç Mizah!

Selam millet!

Geçen gün “Urartular ölülerini nasıl gömerdi?” diye bir belgesel izledim, ama işin komik tarafı şu: Adamlar ölüm işini bile organize, stratejik ve sanat dolu yapmışlar. Dedim ki, “Biz bugün evde çamaşırları bile düzgün katlayamıyoruz, adamlar 2800 yıl önce ölü gömmeyi planlamış!” O yüzden bu konuyu biraz eğlenerek, biraz da düşünerek konuşalım dedim. Hem tarih öğrenelim hem kahkaha atalım.

---

Ölümüne Organizasyon: Erkek Urartuların Stratejik Mezar Planları

Şimdi düşünün; Urartulu bir adam ölmüş. Normalde biz ne yaparız? “Allah rahmet eylesin, toprağı bol olsun” der geçeriz. Urartular öyle değil kardeşim!

Adam ölmeden önce plan yapıyor: “Benim mezar kuzey yamacına yapılsın, manzara Van Gölü’ne baksın. Yanıma da biraz arpa koyun, belki öbür tarafta bira yaparım.”

Bu adamlar mezar işini stratejik plana dönüştürmüş. Erkek Urartular resmen “ölüm sonrası proje yönetimi” yapmış. Kimisi “Benim mezarımı kale duvarının altına yapın, düşman kazarken uğraşsın” diyor, kimisi “Benim mezarım yüksek olsun, karım beni unuttuğunda bile yukarı bakarken aklına geleyim” modunda.

Arkeologlar bulmuş: taş odalar, kremasyon çukurları, metal eşyalar… Yani adeta “ölüm sonrası lüks yaşam paketi.”

Belli ki erkek Urartular, “ölüme bile hazırlıksız yakalanmam” kafasındalarmış. Stratejik düşünce ölümde bile devrede!

Bir de eminim, o dönemde erkekler mezar yapımında da son sözü söylemiştir:

— “Sevgilim, senin yanına şu altın küpeleri mi koyalım?”

— “Küpeleri koyalım da lütfen demir baltamı da unutma, cennette de hırsız olabilir.”

---

Kadın Urartular ve Empatik Ölüm Törenleri

Ama kadın Urartulara gelince işler değişiyor. Onlar daha duygusal, daha “ilişki odaklı” bir ölüm planı yapmış gibiler.

Mezarlarda hep “kişisel eşyalar, takılar, aynalar, koku şişeleri” bulunmuş. Yani kadınlar öbür dünyada da “bakımlı olayım, zarafetimi koruyayım” demişler.

Bir nevi “afterlife makeup set” olayı.

Hatta arkeologlar bazı mezarlarda kadınların yanına evcil hayvan kalıntıları bulmuş. Yani Urartulu kadınlar bile “Ben gidersem köpeğim bensiz üzülür” diye düşünmüş.

Erkek stratejik gömülür, kadın duygusal. Kısaca, erkek “Benim mezarımı iyi kazın” derken, kadın “Benim mezarımı güzel süsleyin” demiş.

Bir de eminim o dönemin kadınları birbirine tavsiyede bulunuyordu:

— “Kız ben ölüp gidersem yanıma şunu şunu koyun.”

— “Aa senin mezar konseptin ne olacak? Ben tunç işlemeli bir şey düşünüyorum.”

Kadınlar için ölüm bile bir çeşit “afterlife event planning.”

Süsleme, anlam, bağ kurma… Urartuların mezarlarında duygusal bir estetik var.

---

Toplu Mezarlar, Toplu Dedikodular

Urartuların bazı mezarları aile mezarlığı şeklindeymiş. Yani düşünsenize, aynı mezarda üç kuşak birlikte!

Bu bana direkt şunu düşündürüyor:

— Dede, baba ve torun aynı taş odada sonsuza dek…

Torun ruhu: “Ben demiştim dedem çok konuşur diye.”

Dede ruhu: “Benim zamanımda öyle miymiş, siz gençler saygısızsınız.”

Urartuların bu ailevi gömü anlayışı çok tatlı aslında. Çünkü onlar için ölüm, bir ayrılık değil, büyük aile buluşması.

Kadınlar için “sevdiklerimle birlikte olayım” hissi, erkekler için “soyu devam ettirme” stratejisi bir arada.

Bugün olsa, eminim aile WhatsApp grubunun mezar versiyonunu yaparlardı:

— “Dede çevrimiçi oldu.”

— “Anne ruh tepkisi gönderdi.”

— “Baba mezar taşını beğendi.”

---

Urartuların Mezar Mimarisinde Zeka Parıltıları

Arkadaşlar, mezar dediysek öyle sıradan çukur değil! Urartular kaya mezarı yapmış. Yani “Ben öldüm ama manzaralı öleyim” demiş.

Taş ustalığı öyle bir noktada ki, günümüz mimarları bile bakıp “Biz hâlâ böyle yapamıyoruz” diyor.

Bir de içlerine tüneller, bölmeler, nişler koymuşlar. Resmen “ölüm sonrası rezidans” gibi.

Erkek Urartular büyük ihtimalle mühendis kafasıyla “Bu odanın hava sirkülasyonu nasıl olur?” diye düşünürken, kadın Urartular “Bu odanın akustiği cenaze şarkısı için uygun mu?” diye plan yapıyordu.

Ve düşünün: Herkesin “afterlife dekorasyonu” farklı!

Kimi odada silahlar var, kimi odada mücevherler.

Bugün olsa kimimizin mezarında kahve fincanı, kimimizin laptopu olurdu.

Hatta forumdaşlardan biri mutlaka “Benim mezarıma Wi-Fi koyun” derdi!

---

Cenaze Törenleri: Drama, Duygu ve Biraz Gösteriş

Urartular ölüleri için özel törenler düzenlermiş.

Erkekler “askeri bir disiplinle” yakma töreni yaparken, kadınlar “duygusal bir ritüel” tercih edermiş.

Yani erkekler: “Bu bizim son görevimiz!”

Kadınlar: “Onu sevgiyle uğurluyoruz…”

Törenlerde müzik, dans, tütsü, yakılan eşyalar varmış. Bugün olsa story atarlardı:

📸 “Urartu vibes 🔥 #KremasyonDay #TunçÇağıMood”

Kadınlar muhtemelen tören sırasında birbirine şöyle diyordu:

— “Ay onun mezarına o taş süslemeyi kim yaptıysa, bayıldım!”

Erkekler ise arka tarafta:

— “Kazı derinliğini yanlış hesaplamışlar, ben olsam 20 santim daha inerim.”

---

Forumdaşlara Sorular: Sizce Hangisi Daha Urartuca?

Benim aklıma şu sorular geliyor, hadi siz de yazın:

- Siz olsaydınız, Urartu tarzı gömülmek ister miydiniz?

- Mezarlık konseptiniz ne olurdu? (Minimalist taş oda mı, deluxe tunç süslemeli oda mı?)

- Kadın forumdaşlar, sizce öbür dünyada da makyaj aynası gerekli mi?

- Erkek forumdaşlar, stratejik düşünür müsünüz yoksa “bırakın beni gömsünler yeter”ci misiniz?

Bence Urartuların bu ölüm kültürü bize güzel bir şey öğretiyor:

İnsan, öldükten sonra bile hikâye bırakmak istiyor.

Kimi taşla, kimi yazıyla, kimi müzikle...

---

Sonuç: Urartular Bile Ölümü Eğlenceli Hale Getirmiş

Düşünün: 2800 yıl önce bile insanlar “ölüm” denen o ciddi meseleyi bile tasarımla, anlamla, mizahla süslemiş.

Erkekler “ölüme stratejik yaklaşmış,” kadınlar “ilişkisel anlam yüklemiş.”

Biz bugün hâlâ aynıyız aslında. Biri “Mezar taşıma QR kod koyayım, hayat hikayem açılsın” diyor, diğeri “Benim mezarımda çiçek eksik olmasın.”

Urartular bize şunu demiş gibi:

“Ölmek kaçınılmaz olabilir ama ölümsüzlük biraz da kimin seni nasıl hatırladığına bağlıdır.”

Peki siz, forumdaşlar…

Kendi Urartu tarzı mezarınızda ne olmasını isterdiniz?

Benimkine bir kupa kahve, bir tarih kitabı ve bir de taş tablete kazınmış şu cümle:

“Burada mizahla gömülmüş bir forumcu yatıyor.” 😄